Kimyasal Tehdit ve Tehlikeler
Kimyasal maddeler günlük yaşantımızın hemen hemen her alanında karşımıza çıkmaktadır. Endüstriyel uygulamalarda hammadde veya ara ürün olarak, evsel kullanımlarda ise temizlik veya günlük bakım amacıyla kimyasal maddeler oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Kimya endüstrisinin gelişmesine paralel olarak bu maddelerin kullanım miktarları da her geçen gün artmaktadır. Bu artış bir takım tehditleri de beraberinde getirmektedir. Organize sanayi bölgelerinde faaliyet göstermekte olan ve kimyasal madde üreten, işleyen veya depolayan tesislerde meydana gelebilecek kazalar insan ve çevreyi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu maddelerin her gün kara, deniz veya demir yolu ile taşınması da bir başka tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son yıllarda toksik kimyasal maddeler üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde bu maddelerin spesifik hedeflere zarar verme amacıyla da kullanılabileceği keşfedilmiştir. Toksik kimyasal maddelerin yapıları değiştirilerek etkilerinin arttırılabilmesi bu maddelerin potansiyel silahlar haline gelmesine neden olmuştur. Böylece kimyasal maddeler terörist eylemler ve savaşlarda da kullanılmaya başlanmıştır. Hayatımızın her alanında karşımıza çıkabilecek kimyasal tehditlere hazırlıklı olmak için korunma yolları ve doğru davranış biçimlerinin bilinmesi büyük önem taşımaktadır.
ve Kanadalı) askerin ölümüne sebep olmasıyla gerçekleşmiştir. 1.Dünya savaşı boyunca zehirli gazları (klor, fosgen, siyanür ve hardal), tahriş edicileri ve yakıcı maddeleri de içeren kimyasal savaş ajanlarının çok büyük miktarlarda kullanımı (yaklaşık 125 000 ton), 90 000 kişinin ölümüne ve 1,3 milyon kişinin de ölümcül olmayan şekillerde etkilenmesine yol açmıştır. 1.Dünya Savaşı’ndaki ölümlerin birçoğu klor ve fosgen gazına maruziyetten kaynaklanmıştır.
2.Dünya Savaşı ve Sonrası
1.Dünya Savaşı’nda kimyasal savaş ajanlarının kullanımının sonuçları görüldükten sonra, birçok ülke 2.Dünya Savaşı’nda kullanılmak üzere daha ölümcül kimyasal maddeler üretmek için harekete geçmiştir.
Yahudi Soykırımı sırasında Naziler, karbon monoksiti ve hidrojen siyanür içerikli böcek ilacı Zyklon-B’yi, imha kamplarında milyonlarca insanı öldürmek için kullanmışlardır. Yine Alman işgali döneminde, 19 Nisan-16 Mayıs 1943 tarihleri arasında meydana gelen Varşova Gettosu Ayaklanması sırasında da Yahudilere karşı zehirli gazlar kullanılmıştır.
Bunun öncesinde 2.Dünya Savaşı sırasında, Almanya, ABD, İngiltere, Rusya ve diğer birçok ülkede, antikolinesteraz organofosfat bileşikleri grubunda yer alan sinir ajanları geliştirilmiş ve bu maddelerin yüksek miktarlarda üretimi yapılmıştır. Özellikle Soğuk Savaş döneminde, bu maddelerin üretim ve stoklanma oranları maksimuma ulaşmıştır. Sinir ajanları, savaşlarda diktatörler, radikal gruplar, tarikat liderleri ve teröristler tarafından kimyasal kitle imha silahı olarak kullanılmışlardır. 1980 yılında, Irak İran’a hardal ve sinir ajanlarını kullanarak saldırmıştır. 1980-1988 yılları arasında süregelen Irak-İran çatışması sırasında, İran 387 adet saldırı gerçekleştirmiş ve 100 000’den fazla asker ile birçok sivil hayatını kaybetmiştir. 1988’de Irak-İran Savaşı’nın sona ermesinden hemen sonra, Irak Rejiminin lideri Saddam Hüseyin, Halepçe’deki Kürt azınlıklara karşı birden çok kimyasal savaş ajanı kullanmış, yaklaşık 5.000 kişi hayatını kaybetmiş ve çok daha fazlası etkilenmiştir.
Kasım 1978’de ABD’li dini lider Jim Jones, içlerinde birçok çocuğun da bulunduğu 900’den fazla kişiyi siyanür kullanarak toplu halde intihar etmeye ikna etmiştir.
1991 yılında Körfez Savaşı sırasında, 8,5 ton sarin ve siklo sarin maddesinin ve içinde bazı sinir ajanlarının depolandığı roketlerin imhası sonucu, bu gazlar ortama yayılmıştır. Her ne kadar bu sinir gazlarına maruziyet seviyesi akut toksisiteye sebep olacak kadar yüksek olmamışsa da, söz konusu bölgede hizmet vermiş askerler hala bazı olumsuz uzun dönem sağlık sorunlarıyla mücadele etmektedirler. Bu durum “Körfez Savaşı Sendromu” olarak adlandırılmaktadır.
Kimyasal Savaş Ajanlarının Keşfi
Bilinen kimyasal savaş ajanlarının keşiflerine ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Yıl | Keşfi Yapan | Keşif |
1774 | İsveçli Kimyacı Carl Scheele |
Klorun 1774’ de keşfedildi. Ayrıca 1782 yılında hidrojen siyanürün özellikleri ve bileşimi kesinleştirildi. |
1775 | İsveçli Kimyacı Carl Scheele |
Arsin keşfedildi. |
1802 | Fransız Kimyacı Comte Claude Louis Berthollet |
Siyanojen klorür sentezlendi. |
1812 | İngiliz Kimyacı Sör Humphry Davy |
Fosgen sentezlendi. |
1822 | Alman Kimyacı Victor Meyer |
1822 ve 1854 ‘de Hardal Ajanı sentezlendi ve 1886’da tam anlamıyla tanımlandı. |
1848 | İskoç Kimyacı John Stenhouse |
Klorpikrin sentezlendi. |
1904 | Belçikalı Kimyacı Julius Arthur Nieuwland |
Levizit 1904 yılında ilk kez sentezlendi. |
1938 | Alman Kimyacı Gerhard Schrader |
1936 yılında Tabun, 1938 yılında ise Sarin sinir ajanları keşfedildi. |
1944 | Alman Biyokimyacı Richard Kuhn |
Sinir ajanı Soman Almanya’da keşfedildi. |
1952 | Dr. Ranajit Ghosh ve J. F. Newman |
VX sinir ajanı İngiltere’de keşfedildi. |
Yakın Dönemde Kimyasal Savaş Ajanı Kullanımları
1990’lı yılların ortalarında, Japonya’da iki adet terörist saldırı gerçekleştirilmiştir. Matsumoto ve Tokyo Metro Olayı olarak bilinen bu saldırılar, Aum Şinrikyo denilen, 2000 yılından beri de Aleph ismiyle anılan ve Shoko Asahara isimli bir liderin yönetimindeki bir dini terörist grup tarafından yapılmıştır. Olaylar sebebiyle 19 kişi hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 5000 kişi yaralanmıştır. Yapılan bu saldırılar, kimyasal savaş ajanlarının terörist amaçlarla kullanılması konusunda bir dönüm noktası olmuş, bu olayların etkileri yalnız Japonya’da değil, tüm dünyada görülmüştür. Son birkaç on yılda, risin ve şarbon gibi biyotoksinlerle gerçekleştirilen bazı saldırılar da meydana gelmiştir.

Devlet Otoritelerince Kullanımı
Terörist saldırılar, savaşlar ve illegal eylemler her ne kadar kimyasal savaş ajanlarının yaygın kullanım alanları olsa da, bu maddelerin ülke otoriteleri tarafından isyancılara ve sivillere karşı çeşitli amaçlarla kullandığı da unutulmamalıdır. 1920 yılında, Irak’ta özgürlük arayışında olan Kürt vatandaşlara karşı İngiltere tarafından “deney amaçlı” olarak kimyasal silah kullanılmıştır. 24 Ekim 2002’de meydana gelen Moskova Tiyatro Baskını sırasında, Rus kuvvetleri tarafından anestetik fentatil maddesi kullanılmıştır. Bu maddenin olumsuz etkileri sebebiyle yaklaşık 130 sivil hayatını kaybetmiştir. Kargaşa Kontrol Ajanları ise 1960’larda ABD hükümeti tarafından isyanlarda kalabalıkları dağıtmak amacıyla yaygın olarak kullanılmıştır.
Günümüzde 25’den fazla ülke ve muhtemelen birçok terörist grup ellerinde kimyasal savaş ajanları bulundurmakta, bunların dışındaki birçok ülke ve terörist grup ise bu maddelere sahip olmak için arayışta bulunmaktadırlar. Bu ajanlardan bazıları çok yüksek miktarlarda depolanmış olarak bulunmakta, bunların yok edilme prosesleri ise hem çok yüksek maliyetli hem de insan sağlığı ve çevre için oldukça riskli olmaktadır.
Kimyasal savaş ajanlarının etkileri, kasıtlı kullanımların dışında meydana gelen kazalar sonucunda da görülebilmektedir. Bu maddelerin üretimi, taşınması, dağıtılması esnasında, oldukça zehirli olan kimyasal savaş ajanları veya kitle imha silahlarının ortama kazara yayılması, milyonlarca insanın etkilenmesine ve binlercesinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. 1984 yılında Hindistan’ın Bhopal şehrinde, böcek ilacı üretimi yapan bir fabrikada meydana gelen kaza sonucunda oldukça zehirli olan 40 ton metil izosiyanat maddesi ortama yayılmıştır. Bu kaza sonucunda 500 000’den fazla kişi etkilenirken binlerce kişi hayatını kaybetmiştir.
Savaş ajanı olarak kullanılan maddelere insanların kolay erişebilmesi ve yaşanmış terörist saldırıların taklit edilmesi, gelecekte bu tür olayların meydana gelme oranında büyük bir artış olabileceğini akla getirmektedir. Bu düşünce, ülkeler genelinde yaşanabilecek acil durumlara hazırlıklı olma çalışmalarının yapılmasını gerektirmektedir.
Kimyasal Savaş Ajanları
Kimyasal ajanlar; insanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerine doğrudan toksik etkileri nedeniyle kullanılan, öldürmek, yaralamak, insanları etkisiz hale getirmek, bitkisel ve hayvansal besin kaynaklarını, besin stoklarını kirletmek ve yok etmek, ekonomik önemi olan hedefleri işlemez hale getirmek, kaosa ve paniğe neden olmak amacıyla kullanılan her türlü katı, sıvı ve gaz halindeki zehirli kimyasal maddelerdir.
Kimyasal ajanların hedef üzerine dağıtılması için kullanılan, bir veya daha fazla kimyasal ajan dağıtabilen ve bir taşıyıcı / dağıtıcı sistem içeren cihaz, mühimmat veya özel olarak tasarlanmış her türlü sistem ise kimyasal silah olarak adlandırılmaktadır.
Kimyasal ajanların bazıları kokusuz veya tatsız olabilir, bu nedenle fark edilmeleri oldukça zordur. Bu maddelerden bazıları birkaç dakika içinde etki ederken bazılarının etkisi 2-48 saat arasında ortaya çıkabilir. Öldürücü olmalarına rağmen kimyasal ajanları ölümcül dozlarda yaymak zordur ve açık alanlarda genellikle hızlı bir şekilde dağılıp yok olurlar.
Kimyasal bir saldırıyı anlamanın tek yolu çevrenizde olağan dışı gözüken durumları fark etmek olabilir.
Kimyasal Ajanların Yayılma Yolları:
Bir kimyasal saldırının etkileri büyük ölçüde kullanılan kimyasal maddenin toksisitesine ve yoğunluğuna bağlıdır. Rüzgar hızı, sıcaklık, nem, uçuculuk gibi birçok faktör kimyasal maddelerin konsantrasyonuna etki eder. Saldırının gerçekleştirildiği yer de büyük önem taşımaktadır. Kapalı alanlarda daha az miktarda kimyasal madde ile daha ölümcül sonuçlar elde edilebilir. Açık alanda ise kimyasal madde konsantrasyonu dış faktörlere bağlı olarak kısa zamanda azalacağından ölümcül etkiler için çok daha fazla miktarda madde kullanmak gerekecektir.
Kimyasal maddeler genel olarak aşağıdaki yollarla yayılır:
- Binaların havalandırma sistemlerinden,
- Aerosol veya sprey cihazları ile,
- Pasif yayma (Kimyasal madde içerikli bir bidonun ağzını açık bırakmak vb.)
- Kimyasal madde içerikli patlayıcı cihazlar,
- Kimyasal madde bulunduran veya taşıyan tesis ve araçların sabote edilmesi ile,
- Toksinlerin besin ve su kaynaklarına bulaştırılması ile
Kimyasal Silah Kullanıldığı Nasıl Anlaşılır?
Bulantı, nefes alma zorluğu, kusma, kasılma, göz yaşarması, ciltte kızarıklık, kanama vb. belirtiler gösteren çok sayıda kişi görüldüğünde,
- Yüzeylerde kuşkulu yağ ve su damlacıkları görüldüğünde
- Havada yoğun ve fark edilir bir sis ve duman görüldüğünde,
- Etrafta sebebi bilinmeyen hayvan ölüleri ya da ölmekte olan hayvanlar görüldüğünde,
- Alışkın olunmayan kokular duyulduğunda (acı badem, sarımsak, çürük meyve, çürük yumurta çimen vb.)
- İnsanların yoğun olarak toplandığı metro, alışveriş merkezi, stadyum gibi yerlerde olağan dışı kıyafet ve gaz maskesi giyinmiş insanlar görüldüğünde kimyasal silah kullanıldığından şüphe edilmelidir.
-
Toksik Endüstriyel Kimyasallar
Kimyasal maddeler hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Suların temizlenmesi, tarımsal üretimin arttırılması, ilaç üretimi gibi birçok farklı alanda bu maddeler kullanılmaktadır. Kimyasal maddeler her ne kadar hayatımızı kolaylaştırıyor olsa da bu maddelerin uygunsuz kullanımları ve yayılımları insan ve çevre için oldukça tehlikeli sonuçlara neden olabilmektedir. Toksik endüstriyel kimyasallar; üretim, depolama, taşıma veya imha aşamalarında tehdit oluşturabilmektedir. Yaşadığın, çalıştığın veya oyun oynadığın yerde bu tür bir kimyasal madde kontrolsüz bir şekilde kullanılıyor veya çevreye yayılıyor ise bu seni ve çevrendekileri risk altında bırakmaktadır. Toksik endüstriyel maddeler ölüme, ciddi yaralanmalara, uzun dönemli sağlık sorunlarına neden olabilmekte, binalara, evlere ve eşyalara önemli ölçüde zarar verebilmektedir.
Toksik endüstriyel kimyasal içeren birçok ürün evlerimizde kullanılmakta veya bulundurulmaktadır. Ayrıca bu maddeler her gün kara, deniz, demir yolu aracılığıyla ve boru hatlarıyla çok miktarlarda taşınmaktadır. Toksik endüstriyel maddelerin kaynağı başta üretim tesisleri olmak üzere, hastaneler, atık tesisleri, laboratuvarlar vb. olabilir.
Evsel Kimyasallar
Günlük hayatta evlerimizde kullandığımız birçok ürün toksik endüstriyel kimyasal madde içermektedir. Evsel kullanımlarda toksik endüstriyel kimyasal madde kaynaklı kaza riski her ne kadar düşük olsa da bu ürünlerin doğru kullanımlarını ve acil bir durum meydana geldiğinde uygulanacak doğru davranış biçimini bilmek yaralanma riskini en aza indirecektir.
Evsel kimyasalların satın alınması ve evde güvenli bir şekilde saklanmasına yönelik talimatlar aşağıda verilmektedir:
- Yalnızca kullanacağınız miktarda kimyasal madde satın alın.
- Kimyasal madde içerikli ürünleri orijinal kaplarında saklayın. Üzerindeki etiketleri saklama kabı aşınmadığı sürece asla çıkarmayın. Aşınan kaplar tekrar ambalajlanarak açık bir şekilde etiketlenmelidir.
- Tehlikeli ürünleri asla yiyecek kaplarında muhafaza etmeyin.
- Tehlikeli evsel kimyasalları diğer ürünlerle karıştırmayın. Bunların atıklarını diğer ürünlerden ayrı tutun. Tehlikeli kimyasallar bazı ürünlerle bir araya geldiğinde reaksiyon verebilir, patlayabilir veya tutuşabilir.
- Evsel kimyasalların kullanımında üretici talimatlarına mutlaka uyun.
- Evsel kimyasalları kullanırken asla sigara içmeyin.
- Saç spreyi, temizleme solüsyonları, boya ürünleri veya böcek ilaçlarını asla bir ateş kaynağının yakınında kullanmayın. Bu maddeler alev alabilir veya patlayabilir.
- Herhangi bir evsel kimyasal sızıntısı meydana gelirse hemen temizleyin. Temizlik yaparken eski giysileri kullanabilirsiniz. Eldiven giyin ve gözlerinizi koruyun. Temizlikte kullandığınız eski giysileri gazete kağıdına sarın ve plastik poşete koyarak ağzını bağlayıp çöpe atın.
- Tehlikeli evsel kimyasalları uygun bir şekilde atın.
Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM)’in telefon numarasını (114) kolaylıkla erişebileceğiniz bir yere yazın ve telefonunuza kaydedin. Acil bir durumda bu numarayı hatırlamayabilirsiniz
Evsel kimyasallara maruz kalındığında yapılması gerekenler aşağıda verilmiştir:
- Rüzgarın tersi yönünde kalın ve toksik buharları solumayı önlemek için bulunduğunuz yeri terk edin.
- Aşağıda yer alan belirtileri gösteriyorsanız zehirlenmeden şüphe edin ve hemen Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM)’i arayın, maruz kalmış olabileceğiniz kimyasal maddelerin kaplarını bilgi amaçlı yanınızda bulundurun.
Belirtiler:
- Nefes alma güçlüğü
- Gözlerde, ciltte, boğazda veya nefes borusunda tahriş
- Cilt renginde değişiklik
- Baş ağrısı ve puslu görme
- Baş dönmesi
- Kontrolsüz hareketler
- Kramp ve ishal
- Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM) uzmanını dikkatlice dinleyin ve verdiği ilk yardım talimatlarını uygulayın.
- Kimyasal maddenin bulaştığı giysileri atın. Bazı kimyasal maddeler yıkansa da giysilerinizden tamamen temizlenmeyebilir.
Evinizde Bulunan Kimyasal Maddeleri Kontrol Edin !
Günlük hayatta evimizde kullandığımız kimyasal maddelerin birçoğu toksik olabilmektedir. Evinizi kontrol ederek bu maddelerin nerede bulunduğunu belirleyin. Bu kontrolü yaparken aşağıda yer alan listeden faydalanabilirsiniz. Kimyasal maddeleri belirledikten sonra etiketlerini kontrol edin ve üzerinde yazan talimatlara göre sakladığınıza emin olun. Bu maddeleri çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza etmek büyük önem taşımaktadır.
Tehlikeli Evsel Kimyasal Kaynakları:
Temizlik Maddeleri:
- Fırın temizleyiciler
- Lavabo açıcılar
- Ahşap ve metal temizleyicileri
- Tuvalet temizleyiciler
- Küvet, fayans ve banyo temizleyiciler
- Çamaşır suyu
- Havuz kimyasalları
Böcek İlaçları:
- Karınca öldürücüler
- Hamamböceği öldürücüler
- Pire kovucuları ve şampuanları
- Böcek öldürücü spreyler
- Saksı bitkisi için haşarat öldürücüler
- Güve öldürücüler
- Fare zehri
Otomotiv Ürünleri:
- Motor yağları
- Yakıt katkı maddeleri
- Karbüratör temizleyiciler
- Klima gazı
- Vites ve fren sıvıları
- Antifriz
Boya Materyalleri ve Diğer Ürünler:
- Yapıştırıcılar
- Mobilya verniği
- Yağ bazlı boyalar
- Cila
- Boya incelticiler ve terebentin
Bahçe Ürünleri:
- Bitki öldürücü ilaçlar
- Böcek öldürücü ilaçlar
- Mantar öldürücüler ve ahşap koruyucular
Diğer Ürünler:
- Piller
- Civalı termometre
- Gaz yağı
- Aydınlatma sıvıları
- Floresan lamba hazneleri
Kimyasal Savaş Ajanlarının Sınıflandırılması
Kimyasal savaş ajanları; fiziksel durumlarına, toksikolojik özelliklerine ve uçuculuklarına göre üç ana başlık altında sınıflandırılabilir:
Fiziksel Durumlarına Göre
Kimyasal ajanlar normal şartlar altında bulundukları formlar, kasti kullanımları veya kaza sonucu yayılımları göz önünde bulundurulduğunda fiziksel durumlarına göre aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır:
- Katı
- Sıvı
- Gaz
- Buhar
- Aerosol
Toksikolojik Özelliklerine Göre
Sinir AjanlarıYakıcı AjanlarKan Zehirleyici AjanlarBoğucu AjanlarKapasite Bozucu AjanlarKargaşa Kontrol AjanlarıSinir Ajanları
Sinir ajanları, kimyasal ajanlar içerisinde en dikkat çeken ve etkin olan sınıf olmuştur. Sinir sistemini olumsuz etkiledikleri için bu şekilde adlandırılmaktadırlar.
Bütün sinir ajanları organofosfatlı bileşikler sınıfına girmektedir. Kalıcı ve dağıtımı kolay olan bu maddeler oldukça toksik olmakla birlikte hem solunum hem de deri yolu ile maruz kalındığında çok hızlı etki etmektedirler. Ham maddeleri oldukça ucuz ve kolay bulunabilmektedir.
Etki Mekanizması:
Sinir ajanlarının en önemli karakteristik özelliklerinden biri aşırı toksik olması ve çok hızlı etki etmeleridir. Sinir ajanları gaz, aerosol ya da sıvı halde olabilir ve vücuda solunum ve deri yolu ile etki eder. Sinir ajanıyla kirlenmiş sıvıların veya yiyeceklerin tüketilmesi de zehirlenmeye neden olabilir.
Sinir ajanları, bir nörotransmitter olan asetilkolinin parçalanmasını sağlayan asetilkolinesteraz enzimini etkisiz hale getirerek, aşırı miktarda asetilkolin birikmesine neden olur. Bu durumda da sinirlerden kaslara uyarı gitmesi engellenir ve kısa süre içinde ölüm gerçekleşir.
Sinir ajanlarının vücuda alınma yolu birçok parametreyi etkileyen önemli bir etmendir. Sinir ajanına solumum yolu ile maruz kalmak genellikle diğer yollara göre daha çabuk zehirlenmeye neden olmaktadır. Bunun nedeni akciğerlerde birçok damarın yer alması ve solunan sinir ajanının hızlı bir şekilde kan dolaşımına nüfuz ederek hedef organlara ulaşabilmesidir. Eğer kişi çok yüksek konsantrasyonda (örn. 200 mg sarin / m3) sarin ajanına maruz kaldıysa birkaç dakika içinde ölüm gerçekleşebilir.
Sinir ajanının vücuda deri yolu ile alınması kısmen daha uzun zamanda zehirlenmeye neden olmaktadır. Sinir ajanları yağda çözünür özellikte olduğundan derinin dış tabakasından geçerek vücuda girebilir. Ancak ajanın damarlara ulaşması zaman alır ve bu nedenle ilk semptomlar ajana maruz kaldıktan 20-30 dakika sonra gözlemlenir.
Semptomlar:
- Ağız ve burun akıntısı
- Göğüs tıkanıklığı
- Solunum güçlüğü
- Görme bulanıklığı
- Gözbebeklerinde küçülme
- Kaslarda seğirme
- Bulantı ve kusma
- Aşırı terleme
- İdrar tutamama
- Baş ağrısı
- Denge bozukluğu
- Sıçrama ve çırpınma
- Koma ve ölüm
Sinir ajanları, G ve V Ajanları olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır:
G Ajanları: V Ajanları:
Tabun (GA) VX
Sarin (GB)
Soman (GD)
Siklosarin (GF)
Tablo: Sinir Ajanlarının Toksikolojik Özellikleri
SİNİR AJANLARININ TOKSİKOLOJİK ÖZELLİKLERİ LCt50 Solunum (mg.dk / m3 ) LD50 Deri (mg / kişi) Tabun (GA) 70 4000 Sarin (GB) 35 1700 Soman (GD) 35 300 VX 15 10 *: LCt50 değeri ajanın aerosol formu için geçerlidir.
Tabloda verilen değerler insanlar için ölümcül olan sinir ajanı dozlarını ifade etmektedir.
LD50 değeri, sinir ajanına deri yolu ile maruz kalan bir topluluğun P’sinin ölümüne sebebiyet veren doz miktarıdır. Solunum için ajan konsantrasyonu ve maruziyet süresi bazında bir değer olan LCt50 değeri kullanılmaktadır.
Tablo: Sinir Ajanlarının Fiziksel Özellikleri
SİNİR AJANLARININ FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ ÖZELLİK Tabun Sarin Soman GF VX Moleküler ağırlık 162,1 140,1 182,2 180,2 267,4 Yoğunluk (g/cm3), 25 oC’de 1,073 1,089 1,022 1,120 1,008 Kaynama Noktası (°C) 247 147 167 92 (10 mm Hg’da) 300 Erime Noktası (°C) -50 -56 -42 <-30 -39 Buhar basıncı (mm Hg), 25 oC’de 0.07 2.9 0.3 0.06 0.0007 Uçuculuk (mg/m3), 25 oC’de 600 17,000 3,900 600 10 Suda çözünürlük (%), 25 oC’de 10 ∞ 2 ~2 3 (∞ < 9,5 °C) Yakıcı Ajanlar
Yakıcı ajanlar, kimyasal savaş ajanları içinde en yaygın olanlarındandır. Yağlı yapıda olan bu maddeler vücuda solunum ve deri ile temas yoluyla girerler. Genellikle sıvı ve buhar halinde bulunurlar. Gözleri, solunum yollarını ve cildi etkilerler. Bu maddeler genellikle sıvı ve buhar halinde kullanılırlar. Hava şartlarına da bağlı olarak kullanıldıkları arazide günlerce kalabilirler. Saf halde renksiz ve kokusuz olan yakıcı ajanların saf olmayan hallerinde renkleri kahverengiye kadar değişebilmektedir. Yakıcı ajanlar ilk olarak 1917’de Almanya tarafından test edilmiş, daha sonra çeşitli yerlerde kullanılmıştır. Bu kullanımların en önemlilerinden biri 1980-1988 arasında yaşanan İran-Irak Savaşı sırasında meydana gelmiştir.
Etki Mekanizması:
Sinir ajanları solunum yollarında, gözlerde ve deride yanıklara ve kabarcıklara neden olur. Etkiler maruziyet anından sonra gecikmeli olarak gözlemlenir. Maruz kalınan konstantrasyona bağlı olarak etkiler birkaç saat veya birkaç gün içinde kendini gösterebilir.
Semptomlar:
- Gözlerde sulanma, kızarıklık ve yanma
- Ciltte kızarıklıklar ve kabarcıklar
- Gözlerde ışığa karşı duyarlılık
- Göz kapaklarında şişlik
- Öksürük ve boğulma hali
- Gözlerde ve solunum yollarında iltihaplanma
- Bulantı ve kusma
Yakıcı ajanların en yaygın olanları aşağıda verilmektedir:
- Sülfür Hardal (H, HD)
- Nitrojen Hardal (HN)
- Levizit (L)
- Fosgen Oksim (CX)
YAKICI AJANLARIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ ÖZELLİK HD HN-1 HN-2 HN-3 L Su Moleküler ağırlık 159,1 170,1 156,1 204,5 207,4 18 Yoğunluk (mg/m3) 1,27 (20°C derecede) 1,09 (25°C derecede) 1,15 (20°C derecede)
1,24 (25°C derecede)
1,89 (20°C derecede)
1 (25°C derecede)
Kaynama Noktası (°C) 218 193,8 75 15 mm Hg basınçta 256,1 190 100 Erime Noktası (°C) 14,4 -51,7 -65 -32,61 -18 0 Buhar basıncı (mm Hg) 0,072 (20°C derecede) 0,24 (25°C derecede) 0,29 (20°C derecede) 0,0109 (25°C derecede) 0,394 (20°C derecede) 23,756 (25°C derecede) Uçuculuk (mg/m3) 610 (20°C derecede)
1520 (20°C derecede) 3580 (25°C derecede)
121 (25°C derecede)
4480 (20°C derecede)
23010 (25°C derecede) Suda çözünürlük (%) < %1 Eser Eser Çözünmez Çözünmez U U: Uygulanamaz Kan Zehirleyici Ajanlar
Kan zehirleyici ajanlar genellikle gaz veya buhar halindedir ve vücuda solunum yolu ile alınır. Oldukça uçucu olan kan zehirleyici ajanların etkileri çok kısa zaman içinde ortaya çıkar. Yüksek dozda kan zehirleyici ajana maruziyet 5-8 dakika içinde ölümle sonuçlanabilir.
Etki Mekanizması:
Kan zehirleyici ajanlar vücutta bulunan sitokrom oksidaz enzimini bloke ederek kanın oksijeni kullanma ve taşıma kabiliyetini engeller. Hücreler arası oksijen iletimi engellenmiş olduğundan bu durum en çok beyin, kalp, karaciğer gibi yüksek miktarda oksijene ihtiyaç duyan organları etkiler ve felç, solunum yetmezliği ve kalp durmasına yol açar.
Semptomlar:
- Sersemlik hissi ve halsizlik
- Baş dönmesi
- Bulantı ve kusma
- Solunum güçlüğü ve boğulma hissi
- Burun, boğaz ve solunum yollarında şiddetli acı
- Taşikardi
- Bilinç kaybı
- Koma ve ölüm
Kan zehirleyici ajanların en yaygın olanları aşağıda verilmektedir:
- Hidrojen Siyanür (AC)
- Siyanojen Klorür (CK)
- Potasyum Siyanür (KCN)
- Sodyum Siyanür (NaCN)
- Arsin (SA)
- Karbon Monoksit
Boğucu Ajanlar
Boğucu gazlar kimyasal savaş ajanları içinde büyük miktarlarda üretilen ilk ajanlardandır. 1.Dünya Savaşı sırasında ilk olarak Almanlar tarafından kimyasal silah olarak kullanılmıştır. Daha sonraları İngiliz, Amerikan ve Fransız kuvvetleri tarafından da saldırı amaçlı kullanılmıştır. Bu kullanımların oldukça başarılı sonuçlar vermesi üzerine daha ölümcül kimyasal savaş ajanlarının üretimi için çalışmalar başlatılmıştır.
Boğucu ajanlar oldukça uçucudurlar. Genellikle renksiz olan bu maddelerin yeni biçilmiş çayır, çürümüş saman ve mısır püskülü gibi kokuları vardır.
Etki Mekanizması:
Boğucu ajanlar vücuda çoğunlukla solunum yolu ile girer. Bu maddeler kanın ödemine ve akciğerlerin sıvı ile dolmasına neden olarak maruz kalınmasından yaklaşık olarak 4 saat sonra ölüme sebebiyet verirler. Gözlemlenen etkiler ajanın türüne göre hızı veya gecikmeli olarak gözlemlenebilir.
Semptomlar:
- Göğüs darlığı
- Solunum güçlüğü
- Öksürük ve göz yaşarması
- Boğulma hissi
- Yorgunluk
- Dudaklarda morarma
- Burun ve boğazlarda tahriş ve akıntı
- Bulantı ve kusma
- Akciğer ödemi
- Solunum yetmezliği ve ölüm
Boğucu ajanların en yaygın olanları aşağıda verilmektedir:
- Klor (Cl)
- Fosgen (PG)
- Difosgen (DP)
- Klorpikrin (PS)
Kapasite Bozucu Ajanlar
Bu ajanlar yüksek dozlarda kullanıldığında ölümcül etkiler gösterse de genel olarak geçici ve ölümcül olmayan zarar verici etkileri nedeniyle kullanılmaktadır. Kapasite bozucu ajanlar geçici zihinsel ve psikolojik etkiler oluşturarak maruz kalan kişinin davranış bozuklukları sergilemesine ve etkisiz hale gelmesine neden olurlar.
Semptomlar:
- Bilinç kaybı
- Şaşkınlık
- Hayal görme
- Davranış bozukluğu
- Bedensel işlevlerde bozukluk
- Gözbebeklerinde büyüme
- Ağız kuruluğu
- Ciltte kuruma
Kapasite bozucu ajanların en yaygın olanları aşağıda verilmektedir:
- 3-Qüinüklidinil Benzilat (BZ)
- Fentaniller ve diğer opiatlar
- Liserjik Asid Dietilamid (LSD)
Kargaşa Kontrol Ajanları
Semptomlar:
- Gözlerde yanma, kızarıklık ve puslu görme
- Burunda akıntı, yanma ve şişme
- Nefes darlığı
- Öksürük
- Ciltte yanık ve kızarıklık
- Bulantı ve kusma
- Uzun dönemde körlük
- Boğaz ve ciğerdeki yanıklar ve solunum bozukluğu nedeniyle ani ölüm
Kargaşa kontrol ajanlarının en yaygın olanları aşağıda verilmektedir:
- 2-Klorobenzalmalononitril (CS)
- Klorasetofenon (CN)
Kaynak :AFAD BAŞKANLIK