BANDIRMA ÇEVRESİNDEKİ 10 ADET KATİL FAY.!!

0

fay

Cenazemiz ve taziyemiz dolayısı ile üç gündür Bandırma’daydım. Bu arada 911 Arama Kurtarma derneğimizin başkanı sevgili Mustafa Gürsoy’un organizasyonu sonucunda, Üç farklı gazete ve haber ajansına “Bandırma’nın Depremselliği hakkında” röportaj verdim. Bu söyleşilerim sırasında “kabuk boyutundaki doğrultu atımlı fayları “katil fay” diye nitelendirdim. Bu tabir dikkati çektiği için ayrıca iki Tv Kanalı daha canlı yayın teklifinde ve görüntülü röportaj teklifinde bulundu. Bunların arasında CNN Türk kanalının yaptığı haberi ekte dikkatlerinize sunuyorum:

İHA
Prof. Dr. Uğur Kaynak, Bandırma’nın 10 katil fay ile sarılmış halde olduğunu söyledi.
Balıkesir’in Bandırma ilçesinde açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kaynak, Bandırma’nın 10 katil fay ile sarılmış halde olduğunu belirterek, “Marmara Bölgesi’nin depremselliği Kuzey Anadolu Fayı’nın saçaklanıp üç kola ayrılması ile ilintili bir bulgudur. Bandırma hem orta kol hem de güney kol tarafından sarılmıştır. Kuzeyinden orta kol, güneyinden ise Güney Anadolu Fay hattı kolu geçer. Bandırma etrafında 10 tane farklı isimde segment var. Segment çok uzun bir fay hattı üzerinde teker teke çalışabilecek deprem odakları olarak açıklanabilir. Bu segmentlerden Manyas Segmenti, Yenice-Gönen-Çan Segmenti gibi segmentler güncel tarihler arasında çalışmış olup, tekrar çalışmaları için opsiyonel bir bekleme hakkımız var. Ama diğer segmentler, Bandırma Fayı, İmralı Fayı, Edincik Fayı, Etili Fayı, Sarıköy Fayı ve Manyas Fayı gibi faylar, hemen hemen Manyas Fayı ve Yenice-Gönen-Çan Fayı hariç hepsi vaktini geçirmiş, yüzyıllardır deprem üretmeyen gerilim altındaki faylardır” dedi.
“Gemlik’in ayakta kalması söz konusu bile olamaz”
Bandırma’nın çevrili olduğu katil faylar ile dünyada eşine zor rastlanan bir kent olduğunu söyleyen Kaynak, kentin olası bir depremde tek şansının tepeler üzerine kurulmuş olması olduğunu dile getirdi. Kaynak, “Marmara Bölgesi’nin tamamı Kuzey Anadolu Fay hattının kolları ile sarılmış haldedir. Kuzey Anadolu Fayı’nın orta ve güney kolu katil faylar üretir. Bu katil faylardan ne yazık ki on tanesi Bandırma’yı çevrelemiştir. Bandırma belki bu özelliği ile dünyada eşine zor rastlanan bir yerleşim yeri. Bandırma’nın bu on tane katil faya karşı bir tek savunma sistemi var. O da bir liman kenti olmasına rağmen, limanın dolgusu üzerine kurulmamış olup, tepeler üzerine kurulan bir kent olması. Gemlik’in düşünün. Gemlik şehri, körfezin uzantısı olan balçık bir ova üzerinde kurulmuştur. 500-600 yıldır büyük bir deprem üretmeyen Gemlik-İznik-Şerefiye Segmenti çok büyük bir tehlike olup, Gemlik’in ayakta kalması söz konusu bile olamaz. Bandırma, Gemlik’ten daha şanslı. Tepeler üzerine kurulmuş bir kent. Bu daha sağlam zemin anlamına geliyor. Gemlik’teki binalar ne kadar çürükse, Bandırma’daki binalar da o kadar çürük olabilir ama bir avantajı var. Sağlam zemin üzerindeki çürük binalar daha az deprem momentlerine maruz kaldıkları için ayakta kalabilirler. Tek tesellimiz bu” diye konuştu.
“Şu anda yapılana kentsel dönüşüm denilemez”
Özellikle Marmara Bölgesi ve İstanbul’da 1999 Marmara depreminin ardından devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında da görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Uğur Kaynak, “İnsanoğlunun bu konuda şu güne kadar bulduğu tek çare deprem güvenli yapıdır. Çözüm, ticari amacı olmayan gerçek bir kentsel dönüşüm ile deprem güvensiz yapıların deprem güvenli yapılara dönüştürülmesi ya da bundan sonraki yapıların deprem güvenli olup, diğerlerinin rehabilite edilmesidir. Yıkılıp yapılması, daha yüksek katlı, yukarıya doğru gelişim daha mantıklı olarak görünüyor. Ama tabi ki bunu bir rant kapısı gören kimi müteahhit firmaları, insanları mağdur edercesine bir kentsel dönüşüm girişimine başlamış durumdalar. İstanbul’dan bu şekilde çok büyük şikayetler geliyor. Bunun mutlaka halk yararına yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Şu anda yapılana kentsel dönüşüm denilemez. Doğrudan doğruya saldırıp, yık yeniden yap gibi bir rant alanına dönüşmüş durumda” ifadelerini kullandı.
“Bandırma’da 20 sene deprem olmayacak demek büyük vebal”
Bandırma’yı çevreleyen fayların kente birkaç saniye mesafede olduklarından dolayı kurulacak bir erken uyarı sisteminin fayda etmeyeceğini belirten Prof. Dr. Kaynak, deprem olmayacak demenin olacak demekten daha tehlikeli bir ifade olduğunun altını çizerek, “Bandırma için bir erken uyarı da söz konusu değil. 10 tane aktif fay, Bandırma’ya birkaç saniye mesafede olduğu için erken uyarı sistemi kurulması Bandırma için söz konusu değil. Bandırma’nın etrafından bu 10 fay, doğrultu atımlı katil faydır. Eğim atımlı daha düşük magnitütlü faylar daha çok Ege Bölgesi’ndedir. Bir fayın katil fay olması için belli bir uzunlukta olması gerekir. Ne zaman bir deprem olacağı konusuna gelince bir tek seçeneğimiz var ne yazık ki, o da tarihsel aktivitelere bakmak. Derinliğini, yerini söyleyerek deprem olacak demeye hakkımız olduğu halde şu tarihte deprem olacak demeye hakkımız yok. Meteoroloji geçtiğimiz günlerde bir hafta önceden kar yağacağını tahmin etti. Ama sismologlar Bandırma’da, İstanbul’da ya da Gemlik’te şu tarihte deprem bekliyor diyemez. Ama Türkiye bir deprem bölgesi. Söylenecek şey önümüzdeki günlerde çok şiddetli bir deprem bekliyorum demek haksız olmakla birlikte halkı uyarmak bakımından faydalı olabilir ama bundan da korkuncu var. Bir bilim adamı Bandırma’da önümüzdeki 20 senede deprem olmaz derse bu çok büyük bir vebal demektir. Bir yerde deprem olmayacak demek, olacak demekten daha tehlikelidir halkı aymazlığa düşürmek bakımından. Halka şirin gözükmek adına İstanbul’da 2030’a kadar deprem olmaz diyebilen bilim adamlarımız var” şeklinde konuştu.
_____________________________________

Bunun üzerine bir kardeş meslekdaş’ın (Jeolog) benim hakkımda araştırma yaptığını ve “depremle ilgili hiçbir yayınıma rastlamadığını” söylediğini öğrendim. Dolayısı ile güvenilmez veya yetersiz olduğumu beyan etmiş. Kendisinin bu konudaki merakını gidermek üzere “iyi, ya da kötü” depremle ilgili oniki adet yayınımın referansını, eğer beni izliyorsa, bilgilerine sunuyorum. Bunlardan Döngüsel Göç makalem Washington Üniversitesi tarafından “Excellent Article” olarak nitelendirilmiştir. (Gönderdikleri yazı bende saklıdır.)
Bu arkadaş, bu yazımı görse de görmese de benim açımdan önemli değil. Türkiye’de Üniversiteler özerk, Akademisyenler de bilimsel bakımdan hür olmadıkça, ülkenin kalkınması ve bilimsel bakımdan yücelmesi olanaksızdır. Hiç deprem yayını olmasa da, deprem hakkında yayın yapmak, her bilim adamının hakkıdır. Bilim önlenemez.!!!

Depremle ilgili yayınlarım:

KAYNAK, U., 2008, Denizde Depremi Haber Verme Projesi, Yedi Sensörlü Magdeburg Küresi, Mühendislikte Mimarlıkta ve Planlamada ÖLÇÜ, TMMOB

KAYNAK, U., 2008, Karada Depremi Önceden Belirleme Projeleri, Mühendislikte Mimarlıkta ve Planlamada ÖLÇÜ, TMMOB.

KAYNAK,U., 2006, Deprem Bulutları. Jeofizik Bülteni,Yıl.18, Sayı.52.

KAYNAK,U., 2007, Dışmerkez Dağılımına Dayalı Türkiye Sismotektoniği, Jeofizik Bülteni Yıl.19, Sayı.54., Ocak-Nisan

KAYNAK, U., 2008, Tarihsel Marmara Depremlerinde Oluşan Döngüsel Dışmerkez Göçü ve Bu Döngüye Dayalı Bir Deprem Öngörüsü, Jeofizk Bülteni,Yıl.20 Sayı.57-58-59. (Ayrıca onuncu yıl Sempozyumu)

KAYNAK,U., 2009, Sismotektonik Bağlamda Karlıova Nereye Koşuyor, Jeofizik Bülteni, Sayı.60, Ocak-Nisan.

KAYNAK,U., 2009, Suriçi Jeolojisi ve Türk Boğazlarının Oluşum Süreci, Onuncu Yıl Sempozyumu-Kocaeli

KAYNAK,U.,2009, Kabuksal Çatlak Sistemleri, Deprem ve Yanılgılar, Onuncu yıl deprem sempozyumu, Kocaeli.

KAYNAK,U., 2011, Van-Erciş Depremi, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeofizik Bülteni Özel Sayı.22

KAYNAK,U., 2011, Deprem Öngörü Aracı Olarak Türkiye’nin Sismotektoniği, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeofizik Bülteni Özel Sayı.22

Fuat AGALDAY1, Kamil EREN2, Oğuz GÜNDOĞDU3, Özden IŞIK1, Uğur KAYNAK4, Turgut UZEL2, Ahmet Y. ÜRÜŞAN2 , 2014, Deprem Öncü İşaretleri İzleme İstasyonları Ağı, Baraj Güvenliliği Sempozyumu, Fırat Üniversitesi.

Özden IŞIK1, Oğuz GÜNDOĞDU , Turgut UZEL , Engin GÜLAL3, Ahmet Y. ÜRÜŞAN, Fuat AGALDAY1, Uğur KAYNAK1, Arif İŞYAR2, Kamil EREN2,Gazanfer ERBAY ,Berk ÜSTÜNDAĞ5 , 2016, Depremi Önceden Belirleme Projesi, Karabük Deprem Sempozyumu.

Leave A Reply